KARAPINAR
  Yöremizin Bitkileri (Oğuz Hoca)
 
Kardelen Çiçeği(SÜMBÜL)
Köyümüzde Koca Kızılcık Piynarın Altı mevkiinde yetişir.beyaz çiçekleri vardır.Şubat-Mart ayı içinde çiçek açarlar.kokusu çok güzel olup eterik yağ içermektedir.Çiçekleri esans yapımında kullanılır.Beyaz taç yaprakları yenirse ağrı kesici özelliğe sahiptir.yaprak ve dalları müsilajlı olup kabızlık için etkilidir.çiçek yatağı 5-10 tane yenirse insana rahatlık verirKardelenler, tıbbi açıdan önemli oldukları düşünülen bitkilerdir:[2]Türkiye’de halk arasında, toprak üstü kısımları kalbi kuvvetlendirici, mideye iyi gelen ve âdet söktürücü ilaç; toprak altı kısımları ise taze haldeyken ezilerek, çıbanları olgunlaştırmak için hazırlanan lapa olarak kullanılır.İçerdikleri ve ilaç olabilme olasılığı bulunan alkaloit ve lektinler nedeniyle, çok sayıda araştırmaya konu olmaktadırlar.Türkiye'de halk arasında, toprak üstü kısımları kalbi kuvvetlendirici, mideye iyi gelen ve âdet söktürücü ilaç; toprak altı kısımları ise taze haldeyken ezilerek, çıbanları olgunlaştırmak için hazırlanan lapa olarak kullanılır.İçerdikleri ve ilaç olabilme olasılığı bulunan alkaloit ve lektinler nedeniyle, çok sayıda araştırmaya konu olmaktadırlar.
MEŞE(PALAMUT-PELİT):Meşe dağlarımızın her yerinde yetişen bir bitki olup şifa kaynağıdır ama bu insanlarımız tarafından pek bilinmemektedir.Meyve ve yaprakları kullanılır.kendine has bir kokusu vardır.yara kurutucu özelliği vardır ağız uçukları için birebir ilaçtır.Pelit kozalakları öğütülüp un halinde kanayan yaralara dökülürse kanamayı durdurur.Mide ve bağırsak iltihaplarını kurutur.Kayıngiller familyasından, uzun ömürlü bir orman ağacıdır. 30 dan fazla türü vardır.



Meşenin faydaları : Meşe kabuğunu süt ile kaynatıp içmek, bütün zehirlere manidir. Meşe yaprağını suda kaynatıp içmek; kadının çok akan hayız kanını, bel soğukluğunu ve kan tükürmeği giderir. İshal ve Dizanteriyi keser. Bağırsak bozukluklarını giderir. Meşe yaprağını hararetli kabarcıklar üzerine vursalar hararetini bastırır.
Hayızı çok akan kadınlar meşe yaprağını suda kaynatıp buğusunun üstüne otururlar. Hayızın fazlasını giderir, normale çevirir. Yine yaprağını kaynatıp suyuyla yaraları yıkasalar iyidir. Meşe yaprağını sirkede ve suda kaynatıp ağızda sıcak olarak tutmak; nevazilden meydana
gelen diş ağrısına teskin eder. Bütün bunlardan başka meşe ağacı, kanamaları durdurur. Boğaz ve bademcik iltihablarını tedavi eder ve basur memelerinden doğan şikayetleri giderir.
Meşenin faydaları : Meşe kabuğunu süt ile kaynatıp içmek, bütün zehirlere manidir. Meşe yaprağını suda kaynatıp içmek; kadının çok akan hayız kanını, bel soğukluğunu ve kan tükürmeği giderir. İshal ve Dizanteriyi keser. Bağırsak bozukluklarını giderir. Meşe yaprağını hararetli kabarcıklar üzerine vursalar hararetini bastırır.
Hayızı çok akan kadınlar meşe yaprağını suda kaynatıp buğusunun üstüne otururlar. Hayızın fazlasını giderir, normale çevirir. Yine yaprağını kaynatıp suyuyla yaraları yıkasalar iyidir. Meşe yaprağını sirkede ve suda kaynatıp ağızda sıcak olarak tutmak; nevazilden meydana gelen diş ağrısına teskin eder. Bütün bunlardan başka meşe ağacı, kanamaları durdurur. Boğaz ve bademcik iltihablarını tedavi eder ve basur memelerinden doğan şikayetleri giderir.
KIZILCIK                
Köyümüzde en çok koca kızılcık denen yerde bulunur.Küçük kızılcık-dede kızılcığı
Balkan kızılcığı bölgelerindede vardır.
Yaprakları yeşil çay olarak tüketilebilir güzel bir tatdı vardır
Sonbahar mevsiminin habercisi olarak bilinen kızılcık meyvesinin, yaprağı, ağacın kökü, gövdesi ve kabuğuyla tam bir şifa kaynağı olduğu belirtildi.
 Eylül ve ekim aylarında meyvelerini veren kızılcık, Karadeniz'de ve İstanbul'un Karadeniz'e yakın yamaçlarında bol miktarda yetişiyor. Meyvesi, yaprağı, ağacının kökü, gövdesi, kabuğuyla bir şifa kaynağı olan kızılcığın yararları şunlar: "Beyninde bulunan epifiz bezi, hava karardıktan sonra melatonin adı verilen bir hormon salgılar. Yaşam ritmimizi ve uykumuzu bu hormona borçluyuz. Uyku beyni dinlendirir, güçlendirir, hücre yenilenmesini sağlar, bağışıklık sistemini, oksidasyonu onarır ve tüm yaşam kalitesini yükseltir.
Öte yandan önemli hormonların salgılanmasına yardımcı olur. Birçok bilim adamı melatonini en önemli anti-oksidan olarak tanımlarlar. Melatonin takviyesi günümüzdeki temel anti aging tedavilerinden birisi olmuştur. Bu hormonun doktor kontrolünde kullanımı, bağışıklık sistemini ve yaşam kalitesini etkili bir şekilde yükseltir. Melatonin ilaçlarının birçoğu kızılcıktan yapılır.
Uyku sorunları olan kişilere, gece yatmadan önce bir bardak kızılcık suyu içilmesi tavsiye edilir.
Kızılcık kanın pıhtılaşmasını artırır. Çiğden hazırlanmış kızılcık suyu veya kaynatarak yapılan kızılcık şerbeti, kan pıhtılaşmasını düzenler.
Kızılcık kabuğu ateş düşürücü ve güçlü bir ishal kesicidir.
Özellikle bayanlar sık sık sistit ve idrar yolu enfeksiyonu geçirirler. Kızılcık bu sorunların tedavisine yardımcı olur. İdrar enfeksiyonlarının çoğuna e-coli adı verilen bir bakteri neden olur. Kızılcıkta bulunan benzoik asit bakterilerin çoğalmasını engeller ve vücudumuzdan atılmasını kolaylaştırır. Kızılcık suyu, şerbeti veya kompostosu idrarımızdaki asit miktarını arttırır. Böylece böbrek taşlarının tedavisinde kullanılır. Bu arada idrardaki ağır kokuları da giderir."
Beşparmak (Şakayık)
Köyümüzde Beş Parmak denen bölgede ve Koca Düz Dağının tepesinde Balkan denen yerde kendiliğinden yetişir Mayıs aylarında çiçek açar.Yaprakları kendine özgü bir kokuya sahiptir.Fiko siyanin maddesi içerir eterik yağ içerir yağı ve yaprakları ağrı kesici yatıştırıcı etkiye sahiptir.ateş düşürücü etkiye sahiptir.
Etki ve kullanılış: Yatıştırıcı ve kabız Özelliklere sahiptir. Sara nöbetleri ve öksürüğe karşı yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır.Doğu ülkelerinde (bilhassa Mısır) bu bitkinin kökü, hastanın göğsü üzerinde, haç şeklinde gezdirilerek saraya karşı kullanılmaktadır. Bu nedenle Mısırda bu droga “Haçotu” ismi verilmektedir. Eski yayınlarda sar’aya karşı, bu bitkinin meyvalan ile tütsü yapılması veya kökünün hastanın boynuna asılmasının faydalı olduğu kayıtlıdır.
BÖĞÜRTLEN(KARAMIK)
 
Köyümüzün Her Bölgesinde Yetişmektedir.Yaprakları ve meyveleri şifalı olup yapraklarının kurutulup un halinde yaralara dökülmesi yaraları çabuk iyileştirir.Ateşi düşürür iltihapları söktürücü özelliği vardır.çiçekleri toplanıp kurutularak kışın çay gibi içilmesi vücuda dayanıklılık ve direnç verirGülgiller Familyasından.Anayurdu Kuzey Yarımküre ve ılıman ilklim bölgelerinde yayılır. Bu bilgiden yola çıkarak hepiniz ülkemizde yayılışı olduğunu çıkarmışsınızdır. Bu güzel ve şirin bitkiyle nerelerde karşılaşabiliriz? Bu bitkinin 17 türüne Ülkemizde rastlanmaktadır. Ülkemizdeki orman ve fidanlıklarda, yol, bahçe ve hendek kenarlarında sıkça karşılaşabilirsiniz. Böğürtlen türlerini görünce kolayca tanıyabilirsiniz. Böğürtlen türleri 1-3m. boylanabilirken, kimi türleri sarmaşık şeklinde, kimileride yerde sürünerek yetişir.R. Fruticosus 3m. boylanabilir. İki yıllık dikenli gövdeleri, kenarları dişli 3-5 yaprakçıktan oluşan ve kışın dökülmeyen yaprakları, yaz aylarında tek tek ya da salkım halinde açan pembe ve beyaz çiçekleri vardır. Böğürtlenlerde çiçeklenme Mayıs ayında başlayıp Ağustos ayına kadar devam etmektedir. Bu nedenle meyve kurulları değişik zamanda olgunlaşır, peyzaj açısından hoş bir görünüm oluşur. Yaz sonu veya sonbahar başında bu çiçekler kırmızımsı kara renkli, üzeri çok ince tüylü, duta benzeyen, resimlerdeki görünümü alır, meyvelere dönüşür.   Uyumlu bir bitkidir, kapris yapmaz toprak seçiminde her yerde ve her toprakta yetişir. Böğürtlen, neslini bir çok yolla devam ettirebilir; seyrek olarak döktüğü tohumlarıyla; daha çok yere değen dallarının köklenmesiyle veya köklerinin yeniden filizlenmesiyle ürer. Çok dikenli bir yapısı olduğu için, malüm gülgillerden, peyzaj uygulamalarında park ve bahçelerde doğal çit olarak kullanımı yaygındır.  Meyvelerinin kimyasal bileşiminde sabit ve uçucu yağ, meyve şekeri, organik asitler, sitrik asit, C vitamini, pektin ve demir; yapraklarında tanen ve organik asitler bulunur. Bu şirin bitki gereken şekilde kullanıldığında  vücudumuza bir çok fayda sağlar. Kısaca bunlardan da bahsetmek istiyorum.Genelde yaprak ve meyveleri kullanılır rahatsızlıklarda, zaman zaman kökünden de faydalanılmaktadır. Çayını günde bir kaç kez içebilirsiniz.Bademcik, ağız, dil, diş eti iltihaplarında çayı yapılıp gargara şeklinde kullanılır.İdrar söktürücüdür.Yüksek tansiyonu düşürür.Gözlerdeki zafiyeti giderir.Mesane taşlarının düşmesine yardımcı olur.Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı giderir, kadınların regl günlerinde kan gelişini azaltır.Haricen kullanıldığında ağrıları dindirir.Yanıkları iyileştirir.Hemoroite iyi gelir. Bu etkileri sağlayabilmeniz için körpe yapraklarla yara lapası hazırlayıp, şikayet edilen yere uygulayabilirsiniz.Kökü kaynatılıp suyu içilirse kandaki şeker miktarını düşürür.Yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önler.Meyvelerin suyu sıkılarak içilirse ishallerde faydalı olur. suyunu hemen tüketmek gereklidir, beklerse sirkeleşir.Ayak yorgunluklarınızı gidermek için 100gr böğürtlen kökünü 1lt suda kaynatıp ılıyıncaya kadar ayak banyosu olarak kullanabilirsiniz.Böğürtlen cildi gerer ve canlılık verir. bu etkiyi cildinizde yaratmak için, bir bez torba içersine  bitkinin körpe yapraklarından ve genç sürgünlerinden oluşan karışımı koyup, banyoda sıcak su akışını sağlayan musluğun altına yerleştirip, suyu açarak bu suyla banyo yapabilirsiniz.Gözlere yaprakları sıcak çayla kompres yapılırsa göz yanmaları ağrıları yok olur..
BÖĞÜRTLEN REÇELİ:Çocukların ve büyüklerin zevkle tüketeceği bir yiyecek olabileceği gibi  Reçeli çok güzel oluyor yapmanızı tavsiye ederim.
 
 
SALEP:Köyümüzde harlek mevkiindeki çayırlarda bulunur Salepgiller familyasından bir bitki olan salep kışın en leziz içeceklerimizden birisidir. Tel kökü olan otsu bir bitki türüdür. Kökünde 2 adet yumru bulunur. Kullanılan kısmı köklerinde bulunan yumrularıdır. Kışın yazın salep tüketmenin çok fazla yararı oldugunu kanıtlanmıştır. Salep bitkisinin faydalarını bilim adamları şunlar olarak sıralamışlardır. Göğsü yumuşatır. Öksürük ve bronşit için yararlıdır. Kabızlığı gidermekte faydalıdır. Basur memeleri için yararlıdır. kadınlarda aybaşı kanamalarını düzenler. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder ve cinsel gücü çoğaltıcı etkisi vardır. (sahlep ) :Salepgiller familyasından; tel köklü otsu bir bitkidir. Kökünde 2 tane yumru vardır. Gövdesi, dik ve silindirimsidir. Çiçekleri salkım veya başak şeklindedir. Kullanılan yeri köklerindeki yumrularıdır. Yurdumuzda bir çok çeşidi vadır. Salep yumruları müsilaj, glikoz ve uçucu bir yağ taşır.Kullanıldığı yerler: Göğsü yumuşatır. Öksürük ve bronşitte faydalıdır. Kabızlığı giderir. Basur memelerinde faydalıdır. Zihni çalışma gücünü arttırır. Kalbi kuvvetlendirir. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Vücudun ısınmasını sağlar. Cinsel gücü artırır. Mide ve bağırsakların iltihaplanmasını önler.Dal ve yapraklarındaki müsilajlı madde pelte yapımında kullanılır.Bağışıklığı artırır.
AHLAT: dağlarında vardır aşılanıp armut yapılanları vardır.Ahlat olarak ta tüketilebilir (yaban armudu) : Gülgillerden; kendi kendine yetişen ve üzerine armut aşılanan bir ağaçtır. Yemişi iyice olgunlaştıktan sonra yenir.Meyve çekirdeklerinin içi yenirse bağırsakları korur iltihabı önler hazmı kolaylaştırır.Turşusu yapılıp yenirse bağışıklık artırıcı etkiye sahiptir.Yaprakları çay gibi içilebilir.Çekirdekleri ezilip krem yapılabilir bu krem termeye ço iyi gelir cildi güzelleştirirKöyümüzün
Faydası : Meyveleri, ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarında da filizleri dövülüp, konur.
ERİK:Köyümüzde en bol yetişen meyvelerden biri olup, Erik bol miktarda B vitaminleri içermektedir, ayrıca potasyum ve magnezyum minerali açısından da zengin bir meyvedir. 100 gr taze erik; 66 kalori, 17.8 gr karbonhidrat, 299 mg potasyum, 17 mg fosfor, 2 mg sodyum, 18 mg potasyum, 0.5 mg demir, 0.4 mg lif içermektedir. Ayrıca A, B1, B2, B3, B6, C, E vitaminini de içermektedir.Erik çekirdeğinin içi acı tada sahiptir 5-8 tanesi aç karnına yenirse kurt düşürücü parazit temizleyici özelliğe sahiptir.Erik sakızı tutkal olarak kullanılabilir .Çok az miktarda yenirse hazmı kolaylaştırır.Erik bağırsak yaralarını iyileştirir.Yaprakları içecek olarak çay gibi içilirse ağrıyı keser.Çiçekleri toplanıp kurutularak toz haline getirilerek genize çekilirse burunları açar.
 
KANTARON OTU
 
Çiçekleri kırmızı, mavi ve sarı renklidir.
Peygamber çiçeği ve belemir olarak da bilinir.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Oya Kaçar ; Kantaron otunun Avrupa’da son yıllarda hafif ve orta şiddette depresyon, stres ve uykusuzluk gibi rahatsızlıklarda başarıyla kullanıldığını belirtmiştir.


 
Kullanıldığı yerler
Öksürüğü keser.
Vücudu kuvvetlendirir.
Astım, mide ülseri, midede asit fazlalığı, akciğer hastalıkları, damar sertliği ve sinir iltihaplarında da faydalıdır.
Ateşi düşürür.
İştah açar, hazmı kolaylaştırır.
Nezle ve bronşite faydalıdır.
Mide ağrılarını dindirir.
İshali keser.Hastalıkların nekahat devresini kısaltır.
 
 
SARMAŞIK
Sarmaşıkgiller familyasından; tırmanıcı yeşil odunsu bir bitkidir. Meyvesi etli, yuvarlak ve üzümsüdür. Yurdumuzda; adi sarmaşık ve kafkas sarmaşığı olmka üzere 2 çeşidi vardır. Yaprak ve meyvelerinde heederin denilen zehirli bir madde vardır.
Faydası : Haricen yaraların tedavisinde kullanılır,Sinüzit için faydalıdır,geniz akıntısı yaparak insanı nezle gripte rahatlatır.
 

Sarmısak (Sarımsak):Köyümüzde yetiştirilmektedir.Kokusundan dolayı bazıları pek sevmez ama pişirilip yenebilir
 Bitkinin Faydaları Nelerdir?
Zambakgiller familyasından; bütün kısımları keskin kokulu, 30-100 cm yüksekliğinde, otsu bir bitkidir. Toprak altında iri bir soğanı vardır. Çiçekleri beyazımsı pembedir. Yaprakları uzun, yassı, paralel damarlı ve sivri uçlu olup, gövdeyi sarmıştır. Soğanı özel kokulu uçucu bir yağ, şekerler, A, B, C, P vitaminleri içerir. Yağında alliin denilen bir madde vardır.
Faydası : Yüksek tansiyonu düşürür. İştah açar. Solunum ve hazım sistemindeki mikropları öldürür. Grip, tifo ve difteri gibi salgın hastalıklar sırasında faydalıdır. Hazmı kolaylaştırır. Kabızlığı giderir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Kanı temizler.
Kalp adalelerini kuvvetlendirir. Böbreklerin normal çalışmasını sağlar. Karında ve bacaklarda toplanan suyun boşalmasında yardımcı olur. Romatizma ve mafsal iltihaplarında faydalıdır. Damar sertliğini önler. Ateşi düşürür. Arpacık ve basur memelerinde faydalıdır. Zehirlenmelerde kullanılır. İdrar tutukluğunu giderir. Zehirli hayvan sokmasında da faydalıdır. Saçların uzamasına da yardımcı olur.
Sarımsak otu (alliarie) Bitkisinin Faydaları Nelerdir?
Turpgiller familyasından; dik saplı, küçük beyaz çiçekli bir bitkidir. Ovuşturulduğu zaman sarımsak kokusu verir. Hemen hemen her yerde bulunur.
Faydası : Temriye uyuz ve yaraların tedavisinde kullanılır.
     
Sarımsak veya sarmısak (Allium sativum L.), 25-30 cm yükseklikte, yeşilimsi beyaz  veya pembe çiçekli, otsu bir kültür bitkisidir. Nadir olarak tohum bağlar. Bu nedenle soğancıkları (diş) ile üretilir. Ülkemizde “Beyaz sarımsak” ve “Siyah sarımsak” olmak üzere 2 çeşit yetiştirilmektedir. Vatanının orta Asya stepleri olduğu sanılmaktadır.  Beyaz veya pembemsi renkli, az adette soğancıkdan (diş) meydana gelir. Dişlerin hepsi bir arada bir kabuk tarafından sarılmışlardır. Çok kuvvetli ve keskin bir kokusu ve yakıcı bir lezzeti vardır.Bileşim: Karbonhidratlar (sakkaroz, glikoz), vitaminler (A, B, C ve E) ve eterli uçucu yağ (alliin, allicin, ajoen) , scordein, selen ile dişilik ve erkeklik hormonlarına benzer maddeler taşımaktadır. Bu uçucu yağda özellikle allil disülfür bulunmaktadır. Bu bileşik kükürtlü bir amino asit olan alliin’in alliinaz isimli ferment etkisi ile parçalanarak allicin’i vermesi, allicin’in de, su buharı veya su karşısında, allil disülfür’e dönüşmesi sonucu meydana gelir. Sarımsağa özel koku ve lezzeti veren taşıdığı kükürtlü uçucu yağdır.
Etki ve Kullanılış: Eski çağlardan beri bilinen ve kullanılan bir drog’dur. Orta çağda  özellikle salgın hastalıklar (kolera, veba gibi) ile mücadelede kullanılmıştır. Antiseptik, idrar artırıcı, safra salgılarını artırıcı, solucan düşürücü (özellikle askarit ve oksiyürlere karşı), iştah açıcı, tansiyon (kan basıncı) ve kolesterol düşürücü, kanı sulandırıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkilere sahiptir. Antiseptik (mikrop öldürücü) etki  taşıdığı allicin’den ileri gelmektedir. Antiseptik ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi; tarihçi Herodot’a göre eski Mısırlılar tarafından da bilinmekteydi. Çünkü Mısırlılar piramitlerin yapımında çalıştırdıkları işçilere her öğün sarımsak, soğan ve turp yediriyorlardı. II. Dünya savaşı sırasında, yaralandıkları zaman yaralarının mikrop kapmasını önlemek için, ezerek yaranın üzerine konmak üzere Rus askerlerine sarımsak verilmiştir.Eğer yendikten sonra rahatsız edici bir koku oluşturmasaydı, kuşkusuz çok daha yaygın  biçimde tüketilirdi. Ama onun değerli gücünden yararlanabilmek için büyük miktarlarda tüketmek gerekmez . Beklenen etki, gün boyunca 3-4 diş sarımsak yenerek sağlanabilir. Ayrıca koku problemi olmayan sarımsak tabletleri ve tentürü de aynı işi rahatlıkla görebilir. Önemli olan, aşırıya kaçmamak şartıyla kullanımdaki sürekliliktir. Kronik bronşit, sindirim problemleri, romatizma, kas ve organ ağrıları ve yüksek kan basıncı (yüksek tansiyon) öncelikli kullanım alanlarıdır. Ama erken yaşlanmaya karşı uygulanan bir tentür kürü de çok olumlu sonuçlar verir. En azından 5-6 ay sürecek olan bu kür sırasında, sabah ve öğlen saatlerinde 10-15 damla D6 inceltisi, yarım yemek kaşığı ılık suya eklenerek alınır. Böylece kişi ileri yaşlara kadar sağlıklı ve hareketli kalabilir. Et yemeyi seven, fazla kilolu, gaz şişkinliği çeken yaşlı kişileri hızlı çöküntülerden korumak için de, uzunca bir süre, sabah ve öğlen saatlerinde 10-15 damla D3 inceltisini yarım yemek kaşığı ılık suya ekleyerek kullanmaları önerilir. Sarımsağın, mide ve bağırsakları güçlendirici, mikropları ve virüsleri yok edici etkisi oldukça önemlidir. Öncelikle bacak, göz arkası ve beyin damarları olmak üzere, tüm damarları genişleterek, daha iyi beslenmelerini ve böylece, hızlı yaşlanmamalarını sağlar. Aynı zamanda yüksek kan basıncını (hiper tansiyon) başarıyla düşürebilir, kolesterol düzeyini normalleştirir ve damar iltihabı (tromboz-tromboflebit ) oluşumunu önler. Sarımsak, organizmayı ve bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur.
Kullanım Biçimleri:
    Kurt veya solucan düşürücü olarak, kabuğu soyulmuş olan bir sarımsak dişi bir ekmek kabuğu parçasına kuvvetle sürülür ve çıkan esansı emmiş olan ekmek parçası yenilir. Aynı amaç için sarımsak şurubu da kullanılmaktadır. 100 gr parçalanmış sarımsak, 200 gr su ve 200 gr şeker ile 1 gün bekletildikten sonra iyice karıştırılıp süzülür. Elde edilen şuruptan günde 2-3 yemek kaşığı içilir. Haricen yara iyi edici olarak, taze sarımsak lapa halinde yara üzerine konur. Aynı amaç için sarımsak usaresi de kullanılabilir. Usare hazırlamak için bir miktar sarımsak havanda ezilir, sıkılarak alınan usarenin 1 gr miktarı 10 gr su ile sulandırılır ve bu karışımın içine, usarenin bozulmasını önlemek için, 10 damla kadar etil alkol konur. Bu usare haricen bilhassa(saçkıran vs.) tedavisinde saçlı deri kısmına sürülür. Tansiyon düşürücü olarak 10 gr sarımsak başı ezilir, üzerine 10 gr etil alkol konur, karışım 1 gün bekletildikten sonra ince bir bez veya süzgeçle süzülür. Elde edilen özsudan günde 3 defa 15-30 damla alınır.
 Sarımsak Sütü: 2-3 diş sarımsak ezilir veya ince kıyılır, 1 su bardağı soğuk süte eklenir ve hafif ısıda kaynama derecesine kadar ısıtılır, üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. İhtiyaç duyulduğunda 1 bardak taze demlenmiş sarımsak sütü soğutulmadan içilir.Saçkıran hastalığının ilacıdır.
Kazayağı:
Diğer İsimleri : Amerika Solucanotu, Solucanotu, Tenyaotu, Chenopodium anthelminthicum

Botanik Bilgi : Ispanakgiller familyasından; bir veya çok yıllık bir bitkidir.Yetiştiği toprağa göre çok farklı renk tonlarına sahip olabilir. Kazayağı otu bazen yeşil, bazen esmer, bazen de kırmızımsı renkte olabilir. Yaprakları değişken sıraya dizilmiş olup her yaprağın dibinden bir dal çıkar. Alt yaprakları kısa saplı, üst yaprakları sapsız gövdeye oturmuş olup, geniş bir mızrak şeklinde, kenarları kertikli, yeşil, esmer veya kahverengimsi renkte olabilir. Çiçekleri bitkinin üst kısmındaki yaprak diplerinden çıkan saplar üzerinde oldukça çok çiçeğin dizilmesi ile oluşmuştur ve yeşil, esmer ve kızıl renklerde olabilir.
Toplanması ve Saklanması : Kazayağı otunun üst kısımları kesilerek toplanır, kurutulur ve kaldırılır.
Faydaları :
Başta bağırsak solucanları, tenyalar ve bağırsak kurtlara karşı kullanılır.
Kullanım Şekli : Toprak üstündeki kısımlarından su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağa (Oleum chenopodii), “Kazayağı esansı / Kenepod esansı” denir. Eskiden bu bitkinin çayı içilirken günümüzde artık esansı kullanılmaktadır. Bağırsak solucanlarını düşürmek için çocuklara ( 5 -10 yaşındaki çocuğa) 10 damla ve yetişkinlere 20 damla eter yağı verilir. Eter yağı kesme şekere damlatılarak verilir. Aradan 1-2 saat geçtikten sonra hastaya bir yemek kaşığı hintyağı içirilir.
UYARI : Aşırı dozda alınmamalıdır. Tarife uyulmazsa kalıcı hasarlar meydana getirebilir.
KUZU KULAĞINDAN YAPILAN ÇAY ATEŞ DÜŞÜRÜYOR.

KUZUKULAĞI DİŞ ETLERİNİN ÇEKİLMESİNE VE DİŞETLERİNİN SIK SIK KANAMASINA ENGEL OLUYOR, AYRICA KUZUKULAĞI DEMİR VE FOSFOR ZENGİNİ BİR BİTKİ.Türkiye’nin hemen hemen her yerinde özellikle de Tokat'ta yetişen bu harika ot, nemli, killi ve kumlu toprakları, gölgelik ve serin yerleri sever. Tarlalarda, çayır ve meralarda, ağaç gölgelerinde yetişir. Çiçeklenmeden önce toplanır. Bahar aylarında yetişen ve ekşimsi, mayhoş bir tadı olan kuzukulağı otu unutulmaya başlandı. Ülkemizin aksine, kuzukulağının birçok çeşidi Avrupa’da bahçelerde özel olarak yetiştirilmekte ve bol bol tüketilmektedir.
Köklerinden yapılan çay idrar artırıcı, safra söktürücü ve ateş düşürücüdür. Yapraklarından yapılan lapa ise çıbanların olgunlaşmasına yardımcı olur. Bol miktarda C vitamini ihtiva eden kuzukulağı, diş etlerinin çekilmesine ve sık sık kanamasına, ileri safhalarda ise dişlerin dökülmesine yol açan ve vücutta genel bir zayıflamaya sebep olan iskorbit hastalığına karşı oldukça etkilidir. Ayrıca demir ve fosfor gibi mineraller yönünden de zengindir.
KUZUKULAĞI AVRUPA'DA ÇOK SEVİLİYOR
Kuzukulağı, ekşi tadından dolayı salatalarda bolca kullanılır. Çorbalarda ve böreklik karışımlarda da kullanılır. Ayrıca ıspanak gibi, pirinçli yemeği de yapılır. Salatası ve kuzukulağı ile yapılan çiğ köfte de sevilerek yenmektedir.
Kuzu kulağı, Tokat'ta özellikle Nisan ve Mayıs ayı aralığında bolca yetişmekte ve önce İstanbul’a ve sonrasında da Fransa’ya götürülen bol proteinli bir gıda maddesi idi.
Kuzu kulağının halk arasında sıra ebemekşisi, ekşilik, ekşimik, turşu otu gibi isimleri de var.
KUZULULAĞI İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER :
ADI :KUZU KULAĞI
İNGİLİZCE İSMİ:SORREL , HERB
LATİNCE İSMİ:Rumex acetosa , Rumex acetosella
KULLANILAN KISIM:TOPRAK ÜSTÜ
Orjinal Adı Rumex türleri
Diğer Adları Ebemekşisi, Ekşilik, Ekşimik, Turşuotu
Bilgi Karabuğdaygiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen kuzukulağı türleri (-ki anayurdunun Tokat'tır denebilir-), Anadolu'da kalkerli topraklar dışında gölgelik ve nemli yerlerde yaygın olarak yetişen, çok yılık otsu bitkilerdir. Rumex cinsi bitkilerden burada yalnızca Büyük kuzukulağı (R. acetosa) ve Küçük kuzukulağı (R. acetosella) türlerinden söz edeceğiz. Bu türler 60 cm'ye kadar boylanabilir. Gövdesi kabarık çizgili, sulu ve kırmızımsı renklidir. Ok biçimli, iri ve kabarık yaprakları tüysüz olur. Yaz aylarında açan başak halindeki pembemsi renkli, sık dizilişli çiçekleri koparıldıkça bitki yapraklar verir. Çiçeklerinden, parlak koyu kahverengi minik tohumlan olgunlaşır. Kuzukulağı türleri, döktüğü tohumlarıyla çoğalırken, istenirse köklerinin bölünmesiyle de çoğaltılabilir. Kuzukulağı türlerinin tadı ekşi olan yapraklan A, B ve C vitaminleriyle potasyum yönünden zengindir. Körpe yapraklan çiğ olarak salatalarda ya da ıspanak gibi pişirilip sebze olarak yenir.
Tıbbi Etkileri ve Kullanımı Benzer özellikler taşıyan Büyük ve Küçük kuzukulağı türlerinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle özetlenebilir:
• Yaprakları, böbrekleri çalıştırır, idrar söktürücüdür.
• C vitamini yönünden zengin olduğu için iskorbit hastalığının iyileştirilmesinde yararlıdır.
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Hafif müshil etkisi vardır. Bu etkilerinden yararlanmak üzere, bitkinin yıl boyunca yeşil kalan körpe yapraklan toplanmalı, salatalara katılıp çiğ olarak bolca yenilmelidir.
• Yaprakları, çıbanların iyileştirilmesinde etkili olur.
• Güneş yanıklarında rahatlatıcıdır. Bu etkilen sağlamak üzere, körpe kuzukulağı yaprakları toplanır. Ezilerek yara lapası yapılır ve şikâyet edilen yerlere dıştan uygulanır.
• Gene yapraklan, güneş çarpması ve bitkinlik durumlarında iyileştiricidir. Bunun için bitkinin taze yapraklarıyla % 2 ya da % 3'lük infüzyon hazırlanır. Yani, 1 litre kaynar su, 20 ya da 30 gr. kuzukulağı yaprağının üzerine dökülerek 15-20 dakika demlendirilip infüzyon elde edilir. Bu infüzyondan, günde iki-üç kez birer bardak içilir.
• Kuzukulağı türlerinin kökleri, antrakinon türevleri içerdiğinden müshil etkisi vardır.
• Safra söktürücüdür. Bu etkilerinden yararlanmak üzere, bitkinin toprağı kazılıp kökleri çıkarılır ve temizlenir. Bunlarla % 3-5'lik dekoksiyon hazırlanır. Yani, 1 litre sıcak suya 30-50 gr. kadar parçalanmış bitki kökü konulup 15-20 dakika kadar ağır ağır kaynatılır. Elde edilen dekoksiyon, günde iki-üç kez birer bardak olarak içilir.
UYARI : Romatizması, böbrek ve gut hastalığı olanların kuzukulağı yememesi gerekiyor


 
 
 
 
ACIKULAK(KUZU KULAĞI): Köyümüzün tarla ve çayırlarında bol miktarda yetişir
Yeşil olarak tüketildiği gibi soğanla kavrulup yenen lezzetli bir yemek yapılır.Yumurtalı yapanlarda vardırDiğer İsimleri : Ebemekşisi, Ekşilik, Ekşimik, Turşuotu, Rumex AcetosaBotanik Bilgi : Karabuğdaygiller familyasındandır. Çokyılık otsu bitkilerdir. 60 cm’ye kadar boylanabilir. Gövdesi kabarık çizgili, sulu ve kırmızımsı renklidir. Ok biçimli, iri ve kabarık yaprakları tüysüz olur. Yaz aylarında açan başak halindeki pembemsi renkli, sık dizilişli çiçekleri koparıldıkça bitki yapraklar verir. Çiçeklerinden, parlak koyu kahverengi minik tohumlan olgunlaşır. Kuzukulağı türleri, döktüğü tohumlanyla çoğalırken, istenirse köklerinin bölünmesiyle de çoğaltılabilir.Yetiştirildiği Yerler : Anadolu’da kalkerli topraklar dışında gölgelik ve nemli yerlerde yaygın olarak yetişir.Bilinen Bileşimi : Kuzukulağı türlerinin tadı ekşi olan yapraklan A, B ve C vitaminleriyle potasyum yönünden zengindir. Körpe yapraklan çiğ olarak salatalarda ya da ıspanak gibi pişirilip sebze olarak yenir. FaydalarıYaprağının FaydalarıYaprakları, böbrekleri çalıştırır, idrar söktürücüdür.C vitamini yönünden zengin olduğu için iskorbit hastalığının iyileştirilmesinde yararlıdır.Bedeni güçlendirici toniktir.Hafif müshil etkisi vardır.Kullanım Şekli : Taze yaprakları salata veya yemeklerin yanında çiğ olarak yenilir.Kökünün FaydalarıAntrakinon türevleri içerdiğinden müshil etkisi vardır.Safra söktürücüdür.Kullanım Şekli : 1 litre sıcak suya 30-50 gr. kadar temizlenip parçalanmış bitki kökü konulup 15-20 dakika kadar ağır ağır kaynatılır. Elde edilen çay, günde iki-üç kez birer bardak içilir
Söğüt:Köyümüzde dere kenarlarında mevcuttur
 ağacı gerek görüntüsüyle gerekse faydalarıyla çok fazla sevilen bir ağaç türüdür. Söğüt genellikle su kenarlarında Yetişen bodur veya boylu bir ağaçtır. Yurdumuzda yaklaşık 35 çeşidi bulunan söğüdün dallarının kabukları soyularak alınıp, güneşte kurutulur. Söğüdün meyveleri ise kapsül şeklindedir.
Bu harika ağaç aspirinin ham maddesidir. Ayrıca ev ilaçlarındada kullanılır.
Önerilen hastalıklar ise: Ateşi düşürür,ishali keser, iştah açar.
Vücüda kuvvet verir.
Romatizma ağrılarına iyi gelir.
Mesane taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur.
Uykusuzluğu giderir.
Sinirleri yatıştırır.
Adet kanamalarını düzenler.
Miğren ağrılarını da yok edici özelliği vardır.
Çok iyi bir mikrop öldürücüdür.
Kullanım Şekli Ve Dozu: 1 bardak sıcak kılorsuz suya 1 tatlı kaşığı toz halinde karıştırılır. Her öğün yemekte birer bardak içilir.
Sedef hastalığı içinse: 1  bardak kılorsuz suya 20 gr söğüt yaprağı, ağaç kabuğu veya kökü konulup 10 dakika kaynatılıp, 5 dakika dinlendirilip günde 2 veya 3 bardak içilir.
 
 
 
 
 
İNCİR
Köyümüzde az da olsa yetiştirilir
Yaş incirin kurutulduğunda bünyesindeki kalsiyum 4.6 kat artıyor.
İncir Sütü Tahriş Özelliği İle Çıban Ve Siğillere İyi Gelir.Alerjik çıbanları çabucak olgunlaştırır.Kabızlığı önler.Sütlü meyve kabukları kurt düşürür
Enerji verir
Vitamin ve mineral bakımından zengin bir gıdadır.
Bağırsaklardan toksik maddelerin atılması kandaki kollestrol seviyesinin düşürülmesi gibi faydaları da vardır.
Bağırsak iltihabı olanlar inciri çok yemelidir.
İncirin kurutulmuşu çok değerli olup, iyi bir besin kaynağıdır. Balgam söktürücü, yumuşatıcı olarak kullanılır.
Ayrıca kış aylarında vücudun direncini arttırır,  pek çok sağlık sorununa karşı güç ve dayanıklılık kazandırır.
İncirin bünyesinde şeker, albüminli maddeler, organik asitler, pektin, provitamin, A, B1, B2, C vitaminleri, magnezyum, kükürt, fosfor ve unlu maddeler bulunur.
İnciri cevizle birlikte yerseniz hem vücudunuzu zehirlerden korur, hem de bronşite iyi gelerek öksürüğü keser. Nezle için de faydalıdır.
İnciri sütle ya da sirkeyle eğer oda olmazsa yalnızca zeytinyağına batırıp yiyerek basur şikayetinizi ortadan kaldırabilirsiniz.
Sesiniz kısıldığında hemen bir inciri bir su bardağı kadar sütün içine koyup bir cezvede kaynatın. Ilık ılık bu şurubu için, çok yararını göreceksiniz.
Yaş dalları kırıldığında akan sütümsü beyaz sıvı, nasır ve siğillere sürülür.
Yaşı kurusundan daha fazla tercihe şayan olan incir vücuda kuvvet verir. Anasonla beraber yenen incir hem kan yapar, hem de şişmanlatır. Bağırsak iltihabı olanlar inciri çok yemelidirler.
Kuru incir, içerdiği protein miktarı yönünden fakir, sentezinde kullanılan aminoasit çeşidi açısından zengindir, bu nedenle hücre gelişimini destekler.
Ayrıca kuru incir, boğaz ağrısı bronşit ve öksürüğe de faydalıdır.
 
DUT
Köyümüzde az da olsa mevcottur.
Yaprak ve meyve sapları iyi bir parazit temizleyicidir bağırsakların iltihabını yok eder kurtları düşürür.İştah açar zayıf insanlar günde 5-10 yaprak aç karnına yerse iştahları açılır.Sütü alınıp içilirse çok yararlıdır yapraklarının sapından temin edilebilirOrganik Naturel Karadut meyve suyu raflardaki yerini alırken, uzmanlar bu meyveyi bir şifa kaynağı olarak niteliyor.
Bunun nedeni Karadut meyvesi çok güçlü bir antioksidan içermesi.Bu güçlü antioksidanlar serbest radikalleri etkisiz hale getirerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor. İçerdiği flavonoidler sayesinde kalbi koruyucu, yaşlanmayı geciktirici etkisi bulunuyor.
Karadut nelere iyi geliyor?
Meyveleri şeker venişastalı-müsilajlı madde içerdiği için kansızlığa iyi gelir
Halsizliği, aşırı yorgunluğu giderir
Ağız ve boğaz enfeksiyonlarına tavsiye edilir
Kanı temizler, anemi hastalarına tavsiye edilir
Kan basıncını düşürür
Sindirim sistemi kronik hastalığına faydalı
Mide salgılarını arttırır
Sindirimi sistemini düzenler
Saçların ve dişlerin güçlenmesini sağlar
Kronik gastrit ve hepatit tedavisinde kullanılabilir
Uykusuzluğa iyi gelir
Dut yaprakları sarma-dolma olarak kullanılması çok iyi olur Taze yapraklar toplanarak pilavlarda kullanılabilir ayrı bir aromatik tat oluşturur.
 
KUŞBURNU(Yaban Gülü)
Kuşburnu(Rosa canina)

GÖVEM:

 
Köyümüzde bol miktarda yetişmekte olup önemi yeni ,yeni tanınmaktadır.Meyveleri ve yaprakları kullanılır. Ağacı eskiden at binicileri tarafından cirit sopası olarak kullanılırdı.Kuş burnu bizde ıpırım olarak ta bilinir.Reçeli yapılır Meyveleri kaynatılıp içilir.Yaprakları gölgede kurutulup çay şeklinde içilebilirKuşburnu,it burnu,gül burnu,gül elması ve şillan adlarıyla da bilinir.Ülkemizde bolca yetişir.C vitamini açısından çok zengindir.100 gr kuşburnunda 100 gr portakaldakinin 40 katı C vitamini var.Ne zaman soğuk alsam,gribin ilk belirtileri kendini gösterir göstermez kuşburnu içmeye başlarım ve hastalık daha başlayamadan biter.Kuşburnu meyvesi potasyum, sodyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum mineralleri,protein,C,B1,B2,E ve K vitaminleri ile karoten içerir. Cilde çok faydalıdır.Çünki en kuvvetli antioksidanlardan biri olan C vitamini yani askorbik asit açısından çok zengindir.Kuşburnu içerdiği C vitamini sayesinde,deri ağırlığının % 70 ini teşkil eden kollajen dokunun sağlıklı olmasını sağlar,hasar görmüş dokuyu tamir eder,diş ve kemik sağlığını artırır,bağışıklık sistemini güçlendirir.İçerdiği,serbest radikal savaşçısı C vitamini ile,oksidasyonun neden olabileceği katarak,eklem iltihabı,kalp hastalıkları ve kansere karşı faydalıdır.Kuşburnunun rahatlatıcı etkisi vardır,öksürüğe,idrar yolu sorunlarına,böbreklere,ishale iyi gelir.Büzücü,anti depresan,spazm çözücü,iltihap kurutucu özellikleri ile bütün vücut sağlığı için faydalıdır.Ağızdaki uçuk ve yaralara meyvesinin suyu sürülürse iyileştirir,Meyve çekirdek kıllarının kaynatılıp süzülerek suyu içilirse idrar yollarının iltihaplarını yok eder idrar yanmaları yok eder.Çay olarak kullanılmaktadır.Reçeli yapılır.Çekirdekleri ezilip öğütülerek yağ çıkartılabilir.Ağacından faydalanılmaktadır. 

 

GÖVEM: oldukça çoktur.Gövem adıyla bilinir.sadece meyve olarak yenir.son zamanlarda reçeli ve meyve suyu(şıra) yapılmaktadır Yabani Erik türlerinden biridir. Buruk ve Ekşimsi bir tadı vardır.Anadolu’nun bazı bölgelerinde göğen eriği olarak adlandırılmaktadır.
· Çok olgunlaşmış hali ile yenirse-Midevidir.-Bağırsakları düzenli çalıştırır.-Terletir. Toksinlerin atımını hızlandırır.-Kalbi kuvvetlendirir.· Olgun haliyle yenirse-Bademcik ve boğaz iltihaplarını iyi eder.-İshali keser.· Kurutulmuş meyvelerinden yapılan Kompostosu da
Aynı faydaları sağlar.
Köyümüzde
GÖLCÜK NANESİ:Köyümüzde gölcük denen tarlada ve atmaca Soğucak patlak bölgesinde yetişir.Çayı kaynatılıp içilirse bağırsak yaralarına çok iyi gelir mentol özeliğine sahip olup enfiye olarak burna çekilirse burnu açar.şeker hastalarına tavsiye edilir.Havanda dövülüp bal ve çörek otuyla yenirse basura birebirdir.Ateş ve öksürük tedavisinde kullanılır.Bademcik iltihaplarını yumuşatır ve patlatır.Bir yemek kaşığı kurusu havanda dövülüp günlük olarak alınırsa insana rahatlık ve güven verir.Kanı zehirlerden toksik maddelerden temizler. Nanenin tıbbi etkileri:
• Sindirim salgılarını artırdığından mide ve bağırsaklardaki sindirim işlemini kolaylaştırır.
• İç organların kaslarında yatıştırıcı etkiler yapar.
• İçerdiği uçucu yağlar nedeniyle mide bulantılarını keser. Gebelikteki ve yolculuklardaki kusma refleksini bastırır.
• Mide ve bağırsak gazlarını söktürücüdür.
• Beden üzerinde güçlendirici (tonik) etkisi vardır.
• Bağırsaklardaki kolit yaralarının iyileşmesinde etkili rol oynar.
• Grip ve nezlede yüksek ateşin düşürülmesinde değerli bir yardımcıdır.Bu etkilen sağlamak üzere, nane şöyle kurutulur: Bitki çiçek açmadan önce sap, yaprak ve goncah dalları toplanıp çok sıkmadan demetler halinde bağlanıp gölgelik ve havadar yerlere asılır. Böylece kurutulmuş yaprak, sap ve çiçek goncalarından bir büyük tutamı alınır. Üzerine bir bardak kaynar su dökülüp 10 dakika demlendirilerek infüzyon hazırlanır. Hiçbir yan etkisi olmadığından istenilen sıklıkta içilir.
Nanenin yukarda sayılan tıbbi etkilerinden yararlanmak için, ikinci kullanım şekli, taze yapraklarının suyla damıtılarak nane ruhu elde edilmesidir. Böylece elde edilip piyasada satılan naneruhunun 2-10 damlası bir şekerin üzerine damlatılarak alınır.
 
 
 
 
 
 
ISIRGAN OTUNUN FAYDALARI(MUTLAKA DİKKATE ALINMALI)
 
Köyümüzde bol miktarda yetişmekte olup faydası köylülerimizce bilinmemektedir.taze iken toplanıp suda haşlanırsa ve soğanla yağda kavrulup yenirse tatlı bir yemek olur bağırsak ve mideye faydalıdır
 Isırgan Otu; kökünden başlamak üzere, kökü, yaprakları, tohumları bile şifalı olan bir bitkidir. Eski çağlarda da büyük bir saygınlığa sahipti. Albrecht Dürer (1471 - 1528) bir tablosunda, elinde ısırganotu olan bir meleğin Tanrı katına uçusunu canlandırmıstı. İsviçreli botanik bilimci Künzle, bir yazısında, yakıcı özelliği sayesinde (Tüylerde bulunan histamin ve asetilkolin) korunmamış olsaydı, bitkinin kökünün çoktan kurumuş olacağını belirtmişti. Eğer kendini koruyamamış olsaydı, haşarat ve hayvanlar onu çoktan yok etmişlerdi. Büyük ısırgan otu (Urtica diocia L.), çok yıllık ve otsu bir bitkidir, boyu bazen 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Küçük ısırgan otu (Urtica Urens L.), bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünür.Her iki türün de yaprakları 2-4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir. Türkiye' de her iki tür de yetişir.

Egzema ve egzemaya eşlik eden baş ağrılarıısırgan otu çayı ile iyileştirileilirler. Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir. Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları genellikle bir arada görülürler. Egzemalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyleştirmek gerekebilir. Isırganotu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırganotu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir. İdrar yolları hastalıkları ve iltihapları, da bitki çayı ile iyileştirilebilirler. Aynı zamanda da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir. lkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce bir bardak ve gün boyunca 1-2 bardak çayı yudumlanarak içilebilir. Bu tür çay kürlerinden sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir. Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de kötü değildir. Ama duyarlı kişiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler.

Isırganotu, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında, dalak hastalıklarında, solunum sistemi balgamlanmasında, mide kramplarında ve ülserlerinde, bağırsak ülserlerinde ve akciğer hastalıklarında öncelikle önerilir. Değerli etken maddeleri (Potasyum tuzları, organik asitler-formik asit, histamin, asetilkolin ve Vitamin C) alabilmek için, çay hazırlanırken, yapraklar yalnızca haşlanır (kaynatılmaz). Isırganotu, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir. Mikroplu hastalıklarda ve mikrop salgılanan hallerde de bitki çok iyi bir yardımcıdır. Belirli bir yaştan sonra bedendeki demir miktarı azalmaya başlar. Bu nedenle, yorgunluk ve bitkinlik halleri görülür, kişi yaşlandığını düşünmeye başlar ve verimliliği giderek azalır. Işte bu durumlarda, demir içerikli taze ısırgan otu ile çok olumlu sonuçlar alınabilir. Bir ısırgan otu küründen sonra, kişi kendini çok kısa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha rahat hisseder, enerji ve çalısma gücü geri gelir, dış görünüm olarak da belirgin bir düzelme başlar. Safrakesesi rahatsızlığı ve kansızlık durumlarında da bitki çayı fayda sağlayacaktır. Ödemlerde, ısırganotu bedendeki fazla sıvıyı emerek büyük yararlar sağlar. Kan yaptırıcı özelliği sayesinde, kansızlık solgunluklarında, alyuvarlar eksikliğinde, anemi de yardımcı olur. Herhangi bir alerji rahatsızlığı çekenler (bahar nezlesi dahil) uzun bir süre ısırganotu çayı içebilirler. Bitki, soğuk algınlığına yatkınlığı
önler, romatizma ve gut hastalıklarında yardımcı olur.
Taze ısırganotu yaprak ve kökünün kaynama suyuyla baş yıkanabilir ve saçlar canlanarak, sık bir biçimde büyümeye başlarlar. Her tür saça özellikle iyi gelen ısırganotu tentürünü herkes kullanabilir. Kafa derisi kepeksiz, saçlar sık, yumuşacık ve parlak! Damar tıkanıklıklarında da (baldırlarda), ısırganotu çok büyük yardımlar sağlar. Bu hastalığı çeken bazı kişiler, ağer zaman geçirmeden, ısırganotu kökü ayak banyoları yapacak olurlarsa, olası bir bacak empütasyonundan kurtulabilirler. Her tür kramp, nerden gelirse gelsin, kan dolaşımı bozukluğunun habercisi olabilir. Böyle durumlarda, bitkinin kaynama suyula masaj veya banyo yapmak fayda sağlayacaktır. Bu durum, koroner damarlarının daralması gibi özel durumlarda da geçerlidir. Belden yukarısı banyo küvetine doğru eğilir ve kaynatılmış bitkinin ılık suyuyla kalp bölgesine hafifçe masaj yapılır. Siyatik, lumbago ve kollarda, bacaklarda oluşan sinir iltihaplanmalarında, ağrılı bölgelere, yapraklı taze ısırganotu dalı hafifçe sürülür. Örneğin siyatikte, ayak ekleminden başlamak üzere, dıştan kalçaya kadar ve oradan da bacağın iç tarafından topuğa kadar yavaşca sürülür. Bu iki kere daha yenilenir ve son olarak, kalçadan başlayarak aşağı doğru inilir. Gerektiğinde daha başka bölgelere de aynı biçimde uygulanır. Isırganotunun sebep olduğu kaşıntıyı önlemek için, işlem sonunda o bölgeler pudralanır.
Kullanılan bitki ne kadar taze olursa, şifalı gücü de o kadar fazladır. Kış için bir miktar stok yapmayı da unutmayın ve kurutacağınız bu ısırganları mayıs ve haziran ayının güneşli günlerinde toplamaya dikkat edin. Kendi sağlığınız için bir şeyler yapabildiğinize sevinin! Ama ama en önemlisi sadece ihtiyacınız kadar bitki toplayın. Eğer sadece yaprak ve saplara ihtiyacınız varsa kesinlikle bitkiyi köküyle beraber sökmeyin. Bir bölgedeki tüm bitkileri tamamen koparmayın. Gelecek yıllarda da bitkinin neslini sürdürmesine izin verin!
Kullanım Biçimleri:
Çay Hazırlamak:
Yaprak Çayı: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış ısırganotu, orta boy bir su bardagı dolusu kaynar suyla haşlanır , 5-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak yeni demlenmiş çay aç karnına veya öğün aralarında tatlandırılmadan içilir. Kokusunu veya tadını rahatsız edici bulanlar çaylarına biraz nane ilave edebilirler.

Kök Çayı: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kök, bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine getirilir, 4-5 dakika kaynadıktan sonra, ateşten indirilip 5-10 dakika demlendirilir ve süzülür. Günde 3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan içilir.

Tohum Çayı: Havanda hafifçe ezilmiş bir tatlı kaşığı tohum, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak su ile haşlanır, üstü kapalı olarak 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay, yemeklerden yarım saat önce soğutulmadan içilir.
Isırganotu Tentürü: Ilkbaharda veya sonbaharda sökülen kökler bol suda iyice yıkanır, elden geldigince ince kıyılır ve bir sisenin bogazına kadar doldurulur. Köklerin üstüne çıkacak kadar 35-40 derece etil alkol eklenir, hergün çalkalanarak güneste 14 gün boyunca bekletilir ve süre sonunda bir tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli siselerde, serin bir yerde yıllarca saklanabilir.

El ve Ayak Banyoları: Iki avuç dolusu yıkanmıs kök, sap ve yaprak, 5 litre soguk suya konularak, 10-12 saat bekletilir ve sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır. Banyo sırasında bitkiler suyun içinde kalabilir. Bu banyo suyu, yeniden ısıtılarak, 2-3 kere daha kullanılabilir.
Saç Yıkamak: 4-5 avuç taze veya kurutulmus yaprak, 5 litre suya koyulur, agır ateste kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5 dakika demlendikten sonra süzülür. Kök kullanıldıgında ise, 2 avuç dolusu ince kıyılmıs kök, 10-12 saat soguk suda bekletilir, sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 10 dakika beklendikten sonra süzülür. Bu durumda, saç yıkamak için sodalı sabun gerekir.
BU ÇALIŞMAYI AHMET OĞUZ BALKAN 2009 TEMMUZ AYINDA YAPMIŞTIR.KARAPINAR  KÖY HALKIMIZA ARMAĞAN OLUNUR
 
 
 
  Şimdiye Kadar 47502 ziyaretçi (89000 klik) kişi burdaydı! Produced by Mustafa  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol