Yörük kimlere denir?
Yörükler Türk kültürünün arı duru kaynağıdır. Yörüklere kısaca Türklerin en temiz insanlarıdır, diyebiliriz. Nasıl ki Türk Milleti Orta Asya dağlarında konargöçer bir hayat yaşamışsa, Yörüklerin içinde de bir yerde durmaz bir sevda vardır. Yörük boylarının konargöçerlerin, yükseklere çıkmak, yeşillikler içinde yaşamak arzusu vardır. Dağlarda, yaylalarda, ovalarda, şırıl şırıl akan buz gibi suyun başında onların şen kahkahaları duyulur. Bu misafirsever insanların arasında biraz yaşamak bile, insanı mutlu eder. Onların yanında kalacak olursak ve ağacın gölgelediği bir subaşında yaslandığımızda, çevremize bakarsak mutluluk görürüz. Yaslandığımız yerden doğrulup, kulak verdiğimizde çayırda yayılan hayvanların çıngıraklarını, kuzuların melemesini, cefakâr çoban köpeğinin sesinin kuvvetiyle havlamasını, ineklerin mö diye sevinçle haykırmasını duyarız. Öküzlerin böğürmelerini, sıyırtmacın düdüğüyle beraber duymak, danaların tozu dumana katışını görürken, atların kişnemesini, horozların ötmesini, köpeklerin havlamasını, kuşların cıvıltısını duymak ne zevklidir Yörük için. Hele ilk defa bütün bu güzellikleri görürseniz dünyayı yeniden keşfettiğinizi sanırsınız. Bizim şimdi görüverdiğimiz bu güzelliği Yörükler hep yaşıyorlar. Yörük obasının insanları o güzelliği sanki içlerindeymiş gibi her gün görüyorlar, uzak kalınca da yayla hasretiyle yanıp tutuşuyorlar. Yörükler birbirlerine yürekten bağlıdır. Yardımseverlerdir. Zenginliklerini paylaşırlar. Acılarını, dertlerini paylaşırlar, hünerlerini gösterirler. Yörüklerde öyle güç parayla, yada kolay kazanılan payelerle gösterilmez. Güç bilekle, yürekle, akılla gösterilir. Yörüğün ata binişi, yürüyüşü, zeybek oyunu, konuşması, oturması, kalkması hepsi bir yiğitlik sembolüdür. Çünkü ata öyle yapmış, oğullar devam etmiş, devam etmekte gerektir.
Yüce dağlarda dolaşmak yiğitliktir, vatanı kuran, kurtaran ve savunan yiğitler, efeler, zeybekler, kızanlar çıkmıştır, Yörük obalarından tarih boyunca. Yörükler her zaman asker sayılırlardı, Türk milletinin özünde varlardı. Asker doğup asker ölmeleri de doğaldı. Tarih incelenirse savaştığımız milletler hep yerleşim birimlerini, savunma ve korunma amacıyla kalelerini dağlara, yüksek tepelere kurmuşlardı. Yüksek tepelere yapılmış düşman kalelerine ilk atağı yapan akıncılar, neferler Yörüklerdi. Yörükler dağlara, yükseklere ulaşma sevdasını vatan sevgisi ve hürriyet özlemiyle birleştirilince dayanır mı kaleler. Yörükler tepelere bir bir hâkim olunca Türk ordusu zaten savaşı kazanmış sayılırdı. Tarih hep böyle yazılmıştı. O nedenledir ki ordunun öncüleri, akıncıları, uç askerleri, atlıları, neferleri, Alperenleri, Yörüklerin gözü pek yağız delikanlılardan seçilirdi.
Yörük obalarında yaşamak bahtiyarlıktır, insanları dosttur, açık sözlüdür, sevda yüklüdür, yiğittir, merttir, cömerttir, olgundur. Türk'ün mayasıdır, saygılıdır büyüğüne, sadakatlidir devletine, zorlukları aşınca mutlu olur, şükreder haline, soğuk günlerde kepenek yeter, bilir yaşamın zorluklarını, ama kopamaz dağlardan bir türlü; şahsiyetli insandır, aşk ile tutkuludur ÖZGÜRLÜĞÜNE.
KAYNAK: http://gurbetdeyazmak.blogcu.com/yorukler-hakkinda-ozet-bilgi_16830061.html